Çek Kanunundaki Son Değişiklikler

Eylül 28, 2016

6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Torba Yasa”) 09.08.2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Torba Yasa, çeke olan güvenin artırılması ve karşılıksız çekin engellenmesi amacıyla 5941 sayılı Çek Kanunu (“Çek Kanunu”) açısından önemli değişiklikler öngörmüş, karşılıksız çek düzenleme fiili adli para cezası verilmesini gerektiren bir suç olarak düzenlenmiştir.Torba Yasanın, Çek Kanununda değişiklik öngören 61., 63., 64. ve 65. maddeleri yasanın yayım tarihi olan 09.08.2016 gününde, 62. maddesi ise 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe girmektedir.1. Bankanın Araştırma Yükümlülüğü, Çek Hesapları ve Çek Defterleri Torba Yasanın 61. maddesi ile Çek Kanununun ikinci maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak, bankaların çek hesabı açtırmak isteyen kişilerden adli sicil kaydı alması zorunlu hale getirilmiştir. Böylece kişinin adli sicil kaydında karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı bir mahkumiyetinin bulunup bulunmadığı bankalar tarafından değerlendirilebilecektir.Maddenin üçüncü fıkrasına eklenen yeni düzenleme uyarınca; bankalara, gerçek veya tüzel kişi adına açılması talep olunan çek hesaplarında çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin, sermaye şirketlerinde ayrıca yönetim organında görev yapanlar ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunup bulunmadığının kontrol etme yükümlülüğü de getirilmiş bulunmaktadır. Böylelikle, banka tarafından yapılan kontrol akabinde, hakkında çek hesabı açma yasağı bulunan kişi adına çek hesabı açılması engellenmektedir.Bir diğer önemli değişiklik ise, maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişikliktir. Buna göre, ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında verilmiş bir çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının bulunması halinde, bunların yetkili olduğu tüzel kişilere de çek defteri verilemeyecektir. Maddenin yedinci fıkrası uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek kişiyse T.C. kimlik numarasının, eğer tüzel kişi ise Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) numarasının çek üzerine yazılması gerekmektedir. Çek hesabı sahibi ile düzenleyenin farklı kişiler olması hâlinde, ayrıca düzenleyenin T.C. kimlik numarası da yazılmalıdır. Böylelikle, çeki düzenleyen net bir şekilde tespit edilebilecek ve çek hesabı sahibinin benzer isimli kişilerden ayırt edilebilmesi sağlanacak, ayrıca MERNİS ve MERSİS kayıtlarından çek hesabı sahibinin adres ve iletişim bilgilerine de kolaylıkla ulaşılabilecektir. Böylece, çekin karşılıksız çıkması durumunda doğru kişi hakkında işlem yapılabilmesi sağlanacaktır.Torba Yasanın 62. maddesi ile Çek Kanununun üçüncü maddesine eklenen onuncu fıkra ile, lehine karekodlu çek düzenlenen lehdarın, teslim aldığı çeki karekod okutma ve bilgi paylaşımı sistemine kaydetmesi öngörülmektedir. Bu şekilde oluşacak kayıt sistemi sayesinde lehdar, karekod aracılığıyla o çek hesabı sahibine ait piyasada bulunan çek adedi ve bunların tutarları hakkında bilgi sahibi olacak ve böylece çeki kabul edip etmeme hususunda karar verme imkanına sahip olacaktır. Diğer yandan bankalar da çeke ilişkin verilere – hangi çeklerin düzenlenerek tedavüle sürüldüğü, hangilerinin ise halen çek hesabı sahiplerinin elinde bulunduğu bilgisine – ulaşmış olacaktır.Hukuk sistemimizde çekler ileri tarihli olarak düzenlenebilmektedir. İleri tarihli düzenlenen çeklerin ibraz süresi geldiğinde, çekin düzenlendiği tarihte yetkili olan şirket temsilcisinin yetkisinin sona ermesi durumunda, çekin yetkisiz kişilerce düzenlendiği öne sürülerek banka veya şirket tarafından çekin karşılığının ödenmemesi gündeme gelebilmekte ve bu nedenle çek alacaklısı zarara maruz kalabilmektedir. Alacaklının mağduriyetinin önlenmesi amacıyla, yine üçüncü maddenin onuncu fıkrasında yapılan düzenleme ile, karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişikliklerin, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı öngörülmüştür.2. Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma YasağıTorba Yasanın 63. maddesi ile değişen Çek Kanununun beşinci maddesi kapsamında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin esaslar düzenlenmektedir.Birinci fıkrada yapılan değişiklikle, üzerinde yazan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde çekin ibrazında, çekin karşılıksız çıkmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, 1500 (binbeşyüz) güne kadar adli para cezası öngörülmüştür. Aynı fıkrada, çekin karşılıksız çıkması halinde verilecek olan adli para cezasının alt sınırı belirlenmiştir. Buna göre, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamayacaktır. Mahkeme, adli para cezasının yanı sıra, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmeder. Şayet yargılama devam ediyorsa, mahkeme tarafından resen koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir.Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi ve bu tüzel kişi adına çek keşide edenler hakkında uygulanacaktır. Şayet, karşılıksız çek bir sermaye şirketi adına düzenlenmiş ise, ayrıca sermaye şirketinin yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında yasak uygulanır.Aynı maddenin ikinci fıkra hükmüne göre, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir. Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenler, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamazlar. Ancak, hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam eder.Karşılıksız kalan bir çekle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine karar verilmesi hâlinde, aynı kararda yasağın kaldırılmasına da hükmedilir.Karşılıksız çek düzenleme suçu ile ilgili olarak ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmaz.Maddenin onbirinci fıkrası ile, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda bu cezanın kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrileceği düzenlenmektedir. 3. Etkin Pişmanlık ve Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağının Kaldırılması Torba Yasanın 64. maddesi ile değişen Çek Kanununun altıncı maddesi uyarınca; karşılıksız kalan çek bedelini faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında mahkeme, yargılama aşamasında davanın düşmesine, ödeme mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra yapılmış ise, hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verir. Şikâyetten vazgeçme hâlinde de bu hüküm uygulanır.Kişi, mahkûm olduğu cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilir.4. Torba Yasa Yürürlüğe Girmeden Önceki DurumTorba Yasanın 65. maddesi uyarınca, Torba Yasanın yürürlüğe girmesinden önce verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıtlar, bu kayıtların Torba Yasa gereğince silinmesini gerektiren şartlar oluşuncaya kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında tutulmaya devam edilecektir.